"the lake house" sonunda gün ağarmıştı.
imkansızlaştığı zamanlarda sıkışanların hikayesi..
pek ironik oldu...
tüm inançlarımı sorguladığım zamanda
bu defada balkona bir güvercin kondu.
ayaklarından hala sarmaşık olmuş ipler,
yumak yumak parmaklar
ve kapandığında alkış tutulabilecek perde gözler...
Güvercin'i okudum en son.
güvercinle kendine ettikleri insanın.
buna misal çıktım evden sessizce.
evden sessiz çıkma zorunluluğu ne de güzelmiş.
derken oyun başladı.
denize gittim.
herşey eskiden olduğu gibi...
beni anlayana, anlatmaya...
anlatamadım.
eskiden geriye kalan tekşey dalgaların beni olduğum yerden alışını beklemek oldu.
sadece denizle olmak ve beklemek.
geldiğindeyse kaçmak.
-bu hikaye ne kadar da tanıdık.-
aslında olması gereken bu değildi.
geldiğinde suya teslim olup ıslanmayı sevmek sonra ağlamak ağlamak ve rahatlamak gerekirdi.
bu masal hep böyleydi. gerekirdi.
bendim...bunlar.
oysa şimdi suyun yüzeyinde ıslanmadan, batmadan, hissetmeden yüzen
aptal bir kütük gibiyim.
TUTUNANLARI TAŞIYAN.
yaşadıklarım bana yaşamayı mı unutturdu?
yoladki sekseklerim,
utandıran kahkahalarım,
çocuk dedikleri heyecanlarım,
histerik ağlaşmalarım.
erdem dedikleri
kütük olmakmıymış?
imkansızlaştığı zamanlarda sıkışanların hikayesi..
pek ironik oldu...
tüm inançlarımı sorguladığım zamanda
bu defada balkona bir güvercin kondu.
ayaklarından hala sarmaşık olmuş ipler,
yumak yumak parmaklar
ve kapandığında alkış tutulabilecek perde gözler...
Güvercin'i okudum en son.
güvercinle kendine ettikleri insanın.
buna misal çıktım evden sessizce.
evden sessiz çıkma zorunluluğu ne de güzelmiş.
derken oyun başladı.
denize gittim.
herşey eskiden olduğu gibi...
beni anlayana, anlatmaya...
anlatamadım.
eskiden geriye kalan tekşey dalgaların beni olduğum yerden alışını beklemek oldu.
sadece denizle olmak ve beklemek.
geldiğindeyse kaçmak.
-bu hikaye ne kadar da tanıdık.-
aslında olması gereken bu değildi.
geldiğinde suya teslim olup ıslanmayı sevmek sonra ağlamak ağlamak ve rahatlamak gerekirdi.
bu masal hep böyleydi. gerekirdi.
bendim...bunlar.
oysa şimdi suyun yüzeyinde ıslanmadan, batmadan, hissetmeden yüzen
aptal bir kütük gibiyim.
TUTUNANLARI TAŞIYAN.
yaşadıklarım bana yaşamayı mı unutturdu?
yoladki sekseklerim,
utandıran kahkahalarım,
çocuk dedikleri heyecanlarım,
histerik ağlaşmalarım.
kütük olmakmıymış?
şimdi elimde rüyalarım..
bilinçli hayallere bile yer yok.
bilinçli hayallere bile yer yok.
29.07.2008
05:50
sahil yolu.
5 yorum:
Hep sevmişimdir bu tarz fotoğrafları..Bilinçsizce,anlam aramadan.Tıpkı düşler gibi..
oysa ben orada kütüklüğümü simgelemiştim...vs vs vs
belki de kutuk olmak isine geldi? hissetmek agirdir, olayi utopyalastirmak, hayal kurmayi hayalin kendisi kilmak hem yine hayal kurdugunu dusunup hem de kiriklarinin vucuduna batmayisinin rahatligi belki de. kimbilir...
hissetmek ağırdır..
kütük olup başkalarını taşımaksa hem ulu yapar sizi hem de şükreden..
ama kimbilir değil mi u:)
Ben de kütüktüm bir ara sonra çürüdüm gittim suyun içinde, taşıyamadım yükü. Umrumda değil artık kimse. Şimdi ben tutuanacak bir kütük arıyorum.
Yorum Gönder