kuguncuğun temiz yürekli amiri
asayişi sağlamak üzere çoğalttı sesini.
aslında niyeti yüzünden belliydi.
düzen sağlamak
insan içindi.
yürüdüm o gün..
sevdiğim birkaç arkadaşımla görüştüm.
sohbet ettim.
bir bilge varmış meğer dedim
çok yakınlarımda.
huzur duydum.
Oğuz ATAY dedi bana.
oku onu.
okuyup okumadığımı bilemediğimi söyleyemedim.
ne ayıp.
ama hastalık ayıp değildi oysa.
neyse ki o bir bilge:)
soora yürüdük yol boyu. bilenler bilir. üsküdar'ın o korkunç keşmekeşliğine girmeden hemen evvel, o koca ürkütücülükteki binanın karşısındaki oyuğu... kayıkların meyhanesi derim hep oraya... ışıklarıda varmış artık. durdum ve setsiz bir zamanını bulduğum o zamanı çektim. mutlu oldum:)
ki bugün 29 EKİM.
(o gün öyleydi ama malumunuz bloğuma girip yazı yazma hakkım Cumhuriyet Bayramında elimden alındığı için bunu bugün yazıyorum. Cumhuriyetimi andıktan hemen sonra!)
dostlarım geldi.
annem yanımda...
kardeşim huysuz değil:))
geldik sahile...
herkesle aynı yere yöneldik... aynı yere yönelmek ne güzeldi. hele yönüne yönsüz denen bizim gibiler için... 20 dakika için bile olsa. kiminde ışılardan çok insana baksakta maksadın aynı olması ne güzeldi.
Cumhuriyet'e 2 tirilyon harcanmış..
çok.
çok şey yapılabilecek kadar çok.
ama 20 dakika için bile olsa İstanbul'u aynı yere baktırıyorsa bu 2 tirilyon bırakınız tozu dumana katsın ve hep olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder